meta fetişizmi

şeylere tapma durumu. özne ile nesnenin yer değiştirmesi. insan zihni imgeler üzerinden çalışan bir yapıya sahip. birisi "sandalye" dediğinde herkesin zihnindeki sandalye imgesi nasıl farklıysa, her ürünün imgesi de farklı oluyor. kapitalizm'in metalar üzerinde yaptığı da bu imgeleri değiştirerek insanların "değerlilik" imgelerini değiştirmek. artık günümüzde insanların değeri yaptıkları, düşündükleri vs. şeylerle değil, sahip oldukları ile ilgilidir. zira doğuştan itibaren bunun propagandası yapılır ve bu düşünme biçimi insanlara kazınır. nasıl "coca cola" reklamında "fohhhş" sesi susuzlukla özdeşleştirilir, en susuz olduğumuz zamanlarda aklımıza hemen o gelirse, diğer bin türlü imgemizde artık bu türlü ürünler üzerinden sağlanılmaya başlanmıştır. bunların neticesinde başta da dediğim gibi düşünce imgelerimiz artık değerliliği çoğu zaman metalaştırılmış ürünler üzerinden değerlendiriyor. bu durumda da kişinin değeri neye sahip olabildiği ile alakalı olmuş oluyor. tabii "değer eşittir sahip olduğu ürün" olunca o ürün de sahip olunması gereken metalaştırılmış tanrısal bir boyut kazanıyor ki, bu durumda da sizin için üretilmiş olan ürüne tapmaya, onun uğrunda hayatınızı harcamaya başlıyorsunuz. sokakta paspal giyinene değersiz, nike giyene cool, converse giyene başka türlü, ferrariye binene başka türlü yaklaşıyor, sahip olduğu ürüne göre saygıda bulunuyorsunuz.